İstanbul’un her noktasında 7 gün 24 saat çalışan ekiplerimizin en aktif olduğu noktalardan biri de Eyüp ilçesi. Rami ise ilçenin en kadim semtlerinden biri. Tarihinden izler taşıyan, birçok küçük esnafıyla canlı bir semt Rami.
Rami İstanbul’un Eyüpsultan ilçesine bağlı büyük ve tarihi bir semttir. Adını Osmanlı padişahı II. Mustafa döneminde önce Reis-ül Küttablık sonra da sadrazamlık yapan Rami Mehmed Paşa’dan alır.
II. Mustafa’nın bu semtte Sadrazam Rami Mehmed Paşa’ya hediye olarak verdiği arazi Rami Çiftliği olarak anılmaya başlamış, zamanla semtin adı Rami haline gelmiştir[1]. II. Abdülhamit zamanında birçok devlet görevlisi bu semtte yerleşmiştir. Tarihi Rami Kışlası, Hacı Ali Paşa İlköğretim Okulu ve camii semtin tarihi yapılarındandır.
Ev eşyalarınızı büyük titizlikle taşıdığımız gibi ofislerinizi de aynı emanet bilinciyle taşıyor, en hızlı ve güvenilir rotalarla, uzman personelimizle istediğiniz noktaya teslim ediyoruz.
Sizleri de bir an önce Eyüp’teki mutlu müşterilerimizin arasında görmek için sabırsızlanıyoruz. Hemen arayın, siz de indirimli fiyatlarımızdan yararlanın.
Görüşmek üzere, hoşçakalın..

Alibeyköy, geçmişinde mısır tarlaları ile bilindiğinden günümüzde aynı tarlalardan eser olmamasına karşın semtin girişindeki dev mısır heykelinde de görülebileceği gibi semtin sembolü olarak seçilmiştir. Alibeyköy nüfusunun çoğunluğunu, 1950-1960 yılları arası o dönem Yugoslavya Federasyonu olan şimdi ise Makedonya ve Kosova Arnavutları oluşturmaktadır. Alibeyköy Arnavutları genellikle, kuyumculuk ve tatlıcılık işleri ile uğraşmaktadır. Bunun yanı sıra komşu mahalleler olan Çırçır ve Karadolap mahallelerinin yerlileri de Arnavutlardır.
Bu güzel semte adını veren Ali Bey, Karesi Beyliği Emirlerinden Evrenos Gazi’nin oğlu Ali Bey’dir. Hizmetlerinden ötürü Orhan Bey, Evrenos Bey’e vakıf için İstanbul’da istediği yerleri bağışlamıştır.
Eyüp’ün güzelliğine güzellik katan ve İstanbul’un sembol noktalarından olan dillere destan Pierre Loti Tepesi’nden biraz bahsedelim istedik bu yazıda. Özellikle turistlerin uğrak yeri olan Pierre Loti Tepesi, İstanbullular için de hoş ve sakin bir zaman geçirme alanı. Sahip olduğu manzara, barındırdığı tarih ve adını aldığı şahsın ziyaretçilere Haliç’i seyrederken derin bir bakış açısı katmasıyla eşsiz bir atmosferi var bu güzel tepenin. Adını aldığı yazar Pierre Loti ise Türk dostu tavırları ve düşünceleriyle akıllara kazınmış Fransız bir hikayeci. Siz de bu harika manzara eşliğinde çayınızı yudumlamak mekanın büyüsüne kapılıp şehre farklı bir gözle bakmak için yolunuzu bir gün mutlaka İstanbul’a, Eyüp’e düşürün.
”İstanbul’un manevi fatihi” olarak da anılan Ebu Eyyub (ra) İslamiyet’in doğuşu diyebileceğimiz yıllarda Ensar’dan İslâmiyet’i kabul eden ilk kişiydi ve ömrü boyunca da önde gelen sahabelerden biri oldu. Rivayet edildiği üzere Resul-i Ekrem (asm) Medine’ye hicret ettiğinde Medineli Müslümanların her biri onu evinde misafir etmek istediler. Ancak Hz. Peygamber (asm), bir tercih yaparak onları gücendirmek istemiyordu. Bunun için devesinin çökeceği yere en yakın eve misafir olacağını söyledi. Kendisini taşıyan devenin önce bir yere çöktüğü, buradan hemen kalkıp biraz ileride tekrar çöktüğü görüldü. Resulullah (asm) oraya en yakın olan ve dedesi Abdülmuttalib’in annesi tarafından kendisine yakınlığı da bulunan Ebu Eyyûb’un (ra) evine yerleşerek burada yedi ay misafir kaldı.
İstanbul’un sembollerinden biri olan Haliç’e 2.6 km kıyısı olan Eyüp, ismini sınırları içinde türbesi bulunan Ebu Eyyûb el-Ensarî’den almaktadır. İstanbul’un Fethinden sonra Türklerin sur dışında kurduğu ilk yerleşim merkezi olan Eyüp’te başta Eyüp Sultan Camii olmak üzere Osmanlı döneminden kalma çok sayıda tarihi eser mevcuttur. Eyüp semti, Fetih’ten sonra Fatih Sultan Mehmet’in, Eyüp Sultan Türbesi’ni yaptırmasıyla gelişmeye başlamıştır. Aynı yıllarda bu yapılara eklenen medrese, aşhane, kütüphane, imaret, hamam ve diğer yapılar çevresinde, Eyüp’teki doku oluşmaya, ilçe şekillenmeye başlamıştır.